Hocamız Adana‘da, Adana Kariyer Akademi bünyesinde Danışmanlık hizmeti vermekte, aynı zamanda eğitmen ve süpervizörlük yapmaktadır.

Foto Galeri
İletişim

0544 204 61 82

Çınarlı Mahallesi, Atatürk Caddesi Özülkü iş merkezi Kat:14 D:2 – 3

çocuğuma en kötü miras şiddet

Çocuğuma En Kötü Miras ‘’Şiddet’’

Aile içi şiddetin bir miras olduğunu bütün uzmanlar kabul eder hatta döngü olduğunu ebeveyn- çocuk arasında sürekli yenilendiği vurgulanır. İstisnalar olsa da bunların sayısı çok azdır. Şiddetten kimse karlı çıkmaz sadece o an şiddet uygulayan için bir çözüm yolu gözükse de maruz kalan için ise çok zararlı olduğu uzmanlar tarafından yapılan deneylerde kanıtlanmışır. 2017 tarihinde TUİK tarafından açıklanan sayılara göre toplam nüfusumuz %15,10’u 0-14 yaş çocuklar oluşturmaktadır.

çıkanları çocuklardır. Çocuklar savunmasız ve her türlü şiddete ve istismara açıktır bu yönüyle. Aile ortamı çocukların tanıştığı ve ilk öğrenim ve eğitim gördükleri kurumdur.

Dayak atan erkekte aşağıdaki özelliklerden birkaçı bulunabilir ;

Şiddet uyguladığını inkar eder

Aşırı sahiplenme ve kıskançlık göstererek aile ve arkadaşlarından uzak tutma eğilimindedir.

Şiddet davranışlarında kendi sorumluluğunu strese veya şiddet uyguladığı kişinin özelliklerine bağlar.

Şiddet uygulayanlerın genellikle çocukluğunda anne-babalarının şiddet uyguladığı sıklıkla görülür.

Dayak atma nedenleri

Dayan ortamında büyümüş ve dayağa maruz kalmıştır. Öğrenilmiş davranış olması.

Dayak atan kişi öfkesini , saldırganlığını ve suçluluğunu bu yolla bastırma eğilimindedir.

İletişim becerisi düşüktür.

Dayak atan kişi dayaktan sonra kendisinin affedilmesini ister. Bir daha olmayacağını söylese de tekrar eder.

Şayet ‘çocuk böyle yapmasaydı dövmeyecekti ‘ her zaman dayak için bir nedeni bulunur.

(DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ) araştır. Çocuk istismarı ve şiddeti

Ailelerde genelde şiddet türü ihmaldir bu çocukların duygusal , fiziksel ve sosyal gelişimine gereken özeni göstermemekten söz edilebilir. İhmal yapması gerekenleri yapmamaktır.

Geleceğimizin yatırımı çocuklarımıza yönelik ilgi göstermemiz evde , sokakta , okulda , her yerde hepimizin sorumlulukları arasındadır.

‘’ geleceğimizin umudu çocuklarımızdır ‘’ soyut bir ideal cümlesi değildir. Onşarın gelişimine ,ihtiyaçlarına , seçimlerine saygı ve özen gösterme sorumluluğumuzun somur davranışlarla çocuk yetiştirme sürecine aktarılması gerekir.

Analık ve babalık duygusu üstlenmesi  gereken rollerle dünyanın en güzel , en zor ve en fazla haz doyuran duygudur.

Anne-babaların saldırgan davranışları üç temel faktöre bağlı olarak ortaya çıkmaktadır : 1-aşırı duyarlılığa bağlı olarak kendini kontrol edememek 2- yetersiz iletişim ve problem çözme becerisi 3- çocuklara yönelik empati kurma yetersizliği

Çocukların şiddete yönelik davranışların %20 oranında medyada yer alan filmlerden  %32 oranında da kendi anne- babalarından öğrendikleri vurgulanmaktadır. ( istatiksel bilgi paylaş.)

Aile içinde şiddete marul kalan kadının çocuklarına şiddet uygulama olasılığı yüksektir. Erkeğe göre daha zayıf ve mağdur durumundaki çocuklarına şiddet uygulamaktadır.

Bu durumda çocuklara yönelik şiddetin bir döngü olarak değerlendirmek gerekebilir.

Kendini kontrol edemeyeceğine ilişkin algılama ve suçlamanın yer değiştirmesi ) saldırganlığın bastırılmamasında da oldukça etkilidir.

Ebeveyn içinde bulunduğu çalkantı ile eğer çocuğuyla ilenişim kurmaktan kaçamazsa şiddete başvurmaktadır (bandura)

Çözüm ise gevşeme egzersizleri ve stres yönetimi odaklı olmaktır.

Anne-babaların uyguladıkları cezalandırma yöntemlerinin azarlama  ve tehditlerin davranışlarında olmadığını ifade etmektedir. Yani yaptıklarını kabul etmemektir. Eğer hala böyle iseniz bakış açınız değişmedi demektir.

Anne-babaların diğer sorunu  onların çocuklarıyla empati kurma – kendilerini onların yerine koyma – yetersizliğidir.

Şiddet uygulayan anne-babaların özellikle stres ve kriz durumlarında kendi bireysel ihtiyaçlarına öncelik vermekte , çocukların duygusal ihtiyaçlarını ise göz ardı etmektedirler.

Anne-babaların  çocuklarıyla ilgili beklentiler düzeylerinin yüksekliği de ( onların yaşlarıyla bağlantılı olmayan aşırı olgunluk beklentisi gibi ) onların saldırgan davranmaya yöneltebilmektedir. Böyle davranan ebeveynlarinin kullandığı sözler ‘’ bu kadar aptalca davranıp beni çileden çıkarmasaydı , ben de ona böyle davranmazdım ‘’ biçiminde yorumlarla davranışlarını kabullendirmeye çalışırlar aşırı beklenti iletişimde  empati zorluğu gösterir. Bu durumun üstünde DÖKMEN de durmaktadır.

Anne-babaların çocuklarının kötü ve  yanlış yapacaklarını ilişki beklenti ve eğilimleri  çocukların davranışlarına karşı saldırganlıklarının devam etmesine neden olur.  Gerçekte anne-babaların çocuklarına yönelik olumsuz bakış açıları şiddetin temelini oluşturmaktadır. Tedavi olmanın yolu çocuklarına karşı şiddet uyguladıklarını kabul etmektir.

Ebeveynlerin kendilerini kontrol etmenin yollarından biride kendilerini kışkırtan uyaranların ( çocuğun umursamazlığı veya dağınıklığı gibi) farkında olabileceği ve farkındalık aracığıyla da baş etme stratejileri geliştirebileceği düşünülmektedir.

’’şuan çok sinirliyim, biraz sakinleşmem ve rahatlamam gerekiyor’’ diyebilen ebeveynin çocuğuna yönelmesi engellenmiş olmaktadır. Kas gevşetme ve rahatlama teknikleriyle bu süreci hızlandırabilirsiniz. Daha önceki ……… yazımda belirttiğim gibi çocuğumuzla iletişimin en etkili yolu beden dili ve göz iletişimidir.

Eşinizi karşınıza alıp empati seansları yapmaya çalışın ve çocuk gibi düşünün çocuğunuzu anlamaya ve yaptıklarına daha az kızmaya başlayacaksınız.

Problem çözmenin yolları

  • İçinde bulunulan (var olan ) durumu anlamak
  • İçinde bulunulan durumu tanımlamak
  • Alternatif çözüm önerileri geliştirmek ( ona dayak attığımda durum değişecek mi ? bana ne faydası olacak  ? kendimi kontrol etmeliyim diyerek bilişsel tekniklerden yararlanılmalıdır.
  • Sonuçların belirlenmesi ve değerlendirilmesi
  • Hangi zamanda ve durumlarda  kendini daha saldırgan hissettiklerini ve davrandıklarını açıkça yazılmalıdır ve üstüne gidilmelidir.
  • Geçmişteki davranışlarıyla şimdiki davranışları ve sonuçlarını yazarak hangisinin hedeflediklerini kontrol etmek bu başarıyı gösterecektir.

Sonra ki iş çocuklarımızla ne kadar nitelikli zaman ayırdığımızdır. Çalışanlar için zamanı değerlendirmek içini doldurmak çok önemlidir. Çünkü zamanı kısıtlıdır.

Bir değer düşman ise medyadır. Diziler ve filmler hatta reklamlar. televizyonlarda şiddet görsel ve işitsel olarak; silahlı çatışma, trafik kazası, çarpışan taşıtlar, kan, ceset, tabut, yaralı ve acı çeken insan görüntüsü ile taş ve sopayla vurma, patlayan bombalarla sunulmaktadır. Dizilerde bol miktarda aile içi şiddet, kan davası, organize suçlar, savaş gösterilmektedir. Haber, spor, hatta müzik programlarında bile şiddet vardır. Haberde yayınların üçte birinden fazlasında şiddet olağan ya da haklı gösterilmektedir. Şiddet içeriği açısından yazılı medya da televizyonla yarışmaktadır.

aile bireyinin ruhsal yapısında hayatı boyunca silinmesi zor izler bırakmaktadır.

Kocasından dayak yiyen kadınlar çocuklarını (özellikle erkek çocuklarını) daha fazla dövmektedir.

Çocuklarımız fiziksel, duygusal ve psikolojik bozukluklar yaşamaya başlarlar bunu kendilerine uygulamasa bile bunu gözler ve uygulamaya çalışır ve doğal olarak güçlü güçsüzü yener mantığıyla ondan güçsüz ve küçüklere karşı şiddet uygular.

Kendini kontrol edemeyeceğine ilişkin algılama ve suçlamanın yer değiştirmesi saldırganlığın bastırılmamasında da oldukça etkilidir.

Çözüm ise gevşeme egzersizleri ve stres yönetimi odaklı olmaktır.

Anne-babaların uyguladıkları cezalandırma yöntemlerinin azarlama ve tehditlerin davranışlarında olmadığını ifade etmektedir. Yani yaptıklarını kabul etmemektir. Eğer hala böyle iseniz bakış açınız değişmedi demektir.

Ebeveynlerin kendilerini kontrol etmenin yollarından biride kendilerini kışkırtan uyaranların ( çocuğun umursamazlığı veya dağınıklığı gibi) farkında olabileceği ve farkındalık aracığıyla da baş etme stratejileri geliştirebileceği düşünülmektedir.

’’şuan çok sinirliyim, biraz sakinleşmem ve rahatlamam gerekiyor’’ diyebilen ebeveynin çocuğuna yönelmesi engellenmiş olmaktadır. Kas gevşetme ve rahatlama teknikleriyle bu süreci hızlandırabilirsiniz.

Gerçekte anne-babaların çocuklarına yönelik olumsuz bakış açıları şiddetin temelini oluşturmaktadır. Tedavi olmanın yolu çocuklarına karşı şiddet uyguladıklarını kabul etmektir.

‘’ geleceğimizin umudu çocuklarımızdır ‘’ soyut bir ideal cümlesi değildir. Onşarın gelişimine ,ihtiyaçlarına , seçimlerine saygı ve özen gösterme sorumluluğumuzun somur davranışlarla çocuk yetiştirme sürecine aktarılması gerekir.

Bu durumda çocuklara yönelik şiddetin bir döngü olarak değerlendirmek gerekebilir.

Çocuğa Yönelik Şiddetin Nedenleri

Ülkemizde şiddetin bir “terbiye” biçimi olarak algılanması, bunun hem aile içinde hem de kamusal yaşamda meşru olarak görülmesi; şiddetin hem tekrarlamasına hem de gizlenmesine yol açmaktadır.

Ebeveynlerden birinin üvey olması durumunda çocuğun şiddetle karşılaşma olasılığı fazladır.

Türkiye’de yapılan çalışmalar ise “özellikle geleneksel aile yapılarında, konuşarak ikna etme yerine fiziksel cezalandırma yöntemlerinin sıklıkla kullanıldığını göstermektedir”

Bulgular Araştırmada ilk olarak çocuğa yönelik ihmal ve duygusal/fiziksel şiddetin boyutları ayrı ayrı ve şiddet derecesine göre ele alınmıştır. Buna göre elde edilen bulguların öne çıkanları aşağıda özetlenmiştir:

  • 0-8 yaş arası çocukların %32’si oyun parkında, sokakta, spor sahasında, okul saatleri dışında okul bahçesinde, internet kafede yanında bir yetişkin olmadan zaman geçiriyor.
  • 0-8 yaş arası çocukların %66’sı günde en az 2 saatlerini TV izleyerek geçiriyor.
  • 0-8 yaş arası çocukların %8’i 12 yaşından küçük bir başka çocuğun gözetiminde, %6’sı ise tek başına 1 hafta içinde evde en az 1 saat geçiriyor.
  • Çocuklarının kendilerini kızdıran davranışlarına karşı ebeveynlerin %74’ü duygusal 13 şiddet yöntemlerine (çocuğun sevdiği bir şeyin yasaklanması, temel ihtiyaçların kesilmesi, bir odaya kilitlemek, bağırmak, tehdit etmek, vb.), %23’ü ise fiziksel şiddet yöntemlerine (tokat atmak, itmek, sarsmak, saç/kulak çekmek vb.) başvurduklarını belirtmişlerdir.
  • Ebeveynler duygusal şiddete çoğunlukla işe yaradığını düşündükleri için, fiziksel şiddete ise öfkelerini kontrol etmeyi başaramadıkları için başvurduklarını ifade etmişlerdir.
  • Duygusal şiddete başvuran ebeveynlerin çoğu, bu yöntemlerin çocuklarına hiç zarar vermediğini düşünmektedirler.
  • Evde duygusal veya fiziksel şiddet var ise, o evde bulunan 0-8 yaş arası çocukların %70’i şiddete tanıklık etmektedir.

Güvensiz kaygılı içine kapanık veya öfkesini kontrol edemeyen saldırgan biri olur.

Eşler arasındaki uyum düzeyi arttıkça, çocuğa yönelik ihmal ve duygusal/fiziksel şiddet azalmaktadır.

79 814 871 milyondur. Bunun 18 919 782 milyonu 0-14 yaş arası çocuklar oluşturmaktadır.

Deneye 3 ve 6 yaş arasında çocuklar alınmıştır. Toplam 36 erkek ve 36 kızdan oluşmaktadır. 3 gruba ayrılmıştır. 12 şer grup olarak yapılmıştır. 1-kontrol grubu 2-agresif grup 3-sevgi grubu : Agresif gruba hacıyatmaza sert davranan kadın ve erkekler izlettirilmiştir. Hacı yatmaza vuran sert sözler söyleyen ve çekiçle vuran erkek ve kadınları agresif grup içinde bulunan çocuklar izlemiştir. Sevgi grubuna hacıyatmaza güzel davranan sevgi gösteren erkek ve kadınlar izlettirilmiştir. Kontrol grubuna hiç bir şey izlettirilmemiştir. Kız ve Erkek çocuklar izledikleri şeyleri model olarak almış ve hacıyatmaza ona göre davranmışlardır. Agresif şeyler izleyenler aynı şekilde davranmış, sevgi grubu da sevgi ve güzel davranışlar sergilemişlerdir. Kız çocuklar Kadınların hareketlerini taklit ederken Erkek çocuklar da Adamların hareketi rol model olarak almışlardır. Kontrol grubu ise agresif gruba göre çok daha az agresif davranış sergilemiştir.

Deney, şunu anlatıyor aslında çocuğunuz sizi tamamen rol model olarak alıyor. Ona bir şey öğretmek istiyorsanız önce kendi davranışınızı gözden geçirmeniz gerekir.

2017 tarihinde TUİK tarafından açıklanan sayılara göre toplam nüfusumuz %15,10’u 0-14 yaş çocuklar oluşturmaktadır.

Dayak atan erkekte aşağıdaki özelliklerden birkaçı bulunabilir ;

Şiddet uyguladığını inkar eder

Aşırı sahiplenme ve kıskançlık göstererek aile ve arkadaşlarından uzak tutma eğilimindedir.

Şiddet davranışlarında kendi sorumluluğunu strese veya şiddet uyguladığı kişinin özelliklerine bağlar.

Şiddet uygulayanlerın genellikle çocukluğunda anne-babalarının şiddet uyguladığı sıklıkla görülür.

Dayak atma nedenleri

Dayan ortamında büyümüş ve dayağa maruz kalmıştır. Öğrenilmiş davranış olması.

Dayak atan kişi öfkesini , saldırganlığını ve suçluluğunu bu yolla bastırma eğilimindedir.

İletişim becerisi düşüktür.

Dayak atan kişi dayaktan sonra kendisinin affedilmesini ister. Bir daha olmayacağını söylese de tekrar eder.

Şayet ‘çocuk böyle yapmasaydı dövmeyecekti ‘ her zaman dayak için bir nedeni bulunur.

( istatiksel bilgi paylaş.)

(DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ) araştır. Çocuk istismarı ve şiddeti

2 milyonu 0-14 yaş arası çocuklar oluşturmaktadır.

Yazar

Derya SEYDİOĞLU

Aile Danışmanı Derya Seydioğlu, Lisans Eğitimini Selçuk Üniversitesinde tamamladıktan sonra, yüksek lisansını Klinik psikoloji alanında yapmıştır.