Aile İçi İletişimde Çocuklarda Özgüven
Geleceğimizin eseri olan çocuklarımızın öncelikle faydalı birey olmaları ve toplumda üstlendikleri görevleri başarıyla yerine getirebilmeleri için çocukluk yıllarında ki aile içi sağlıklı iletişim ve özgüven ile doğru orantılıdır. Tabi ki faklı etkenler de çocuğun gelişimini etkiler. Bizim üzerinde duracağımız iki konu çocuklarımız için öncelikli olanlardır. Aile içinde yapılan yanlış davranışlar ve uygulamalar çocuklarımızın karakteristik özelliklerini belirlemektedir. Bu yanlışlar düzeltilmediği takdirde önü alınmayacak problemler ortaya çıkacaktır. Yanlışların farkına varmak ve bunları düzeltmeye çalışmak ilk önce kurulacak sağlıklı iletişim ile anlaşılır ve sorunlar giderilebilir.
İletişim dediğimiz şey duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır. Kişinin çevresi ile sadece sözel(konuşma) olarak iletişim kurmaz aynı zamanda duruşu , hareket ve mimikleriyle karşısındaki kişilerle iletişim kurabilir ve istediği mesajı verebilir. Çocukların sözel iletişimden çok fiziksel(hareketler) iletişime önem verir yani çocuklar konuşmalardan çok davranışlara önem verir bu onlar için daha kolaydır ve somutluk taşıması kalıcı olmasını sağlar ama hangi davranışın doğru hangi davranışın yanlış olduğunu bilemez bunu ilk öğretecek olan kişiler Anne – Baba ve okulda ki öğretmendir. İletişim göz göze geldiğimiz anda başlar ve bunu günde ortalama 3000 kez yaptığımız bilinmektedir. Örneğin ailenin misafirlikte bulunduğu süreçte çocuklarının yaramazlık yaptığı zaman göz temasıyla çocuklarını uyarması veya el işareti ile yerine sessiz sakin oturması gerektiğini aktarabilir.
Sağlıklı iletişim için,
çocuklarınızla göz teması kurun , kendilerini ifade etmelerine izin verin , anlamaya çalışın anlattıklarını , sorunların çözümü için ortak hareket edin ve her çocuk için sizi anlayacağı iletişim yollarını bulun.
‘Her çocuk özeldir’ bu sözün doğruluğu yüreğinizde yatar örneğin çocuğunuz sizin için ne ifade eder ? sorusuna siz dahil her şeyim dersiniz. Peki her şeyiniz olan keşfedilmeye , anlamaya ve ona özel duygularını ifade etmek için iletişim kurmaya hakkı yok mudur ?. Bu mantığı aynı şekilde iletişim içinde geçerlidir. Çünkü bütün çocuklar aynı değildir. Örneğin tek yumurta ikizleri bile fiziksel olarak aynı oldukları halde karakterleri , beğenileri , becerileri ve iletişimleri farklı olabiliyor. Kısacası Karşı tarafa duyduğumuz ilgi onu anlamak, ihtiyaçlarını , beklentilerini , kaygılarını , bilgi düzeyini ve cinsiyetini dikkate almak zorundayız bu değer verdiğimizi gösterir. Bu sayede kendini bize açar ve keşfedilmeyi bekler.
Aile içerisinde yani anne- baba sağlıklı iletişim kurmuyorsa çocuklarının iletişimini etkiler ve sosyal alanda dışlanmasına farklı görülüp ezilmesine neden olur. Örneğin anne – babası sürekli kavga eden bireyler ise çocukları da genelde saldırgan olduklarını ve ilerleyen yaşlarda psikolojik sorunlar yaşayan bireyler olduklarını görmekteyiz. Bu çok doğal bir süreçtir çünkü çocuğun aklında bulunan tek çözüm yolunun bu olduğunu bunu uygulayarak istediğini elde edeceğini düşünür ve buna odaklanır alternatif çözüm de üretemez. Çocukların bu gibi davranışlardan arınması yani tedavi edilmesi aile ile başlar. Anne – babanın iletişimini düzeltmesi ve bunu davranışlarına yansıtmaları ilk başarı olacaktır. Sonraki aşamada çocuklarıyla toplantılar yapmaları gerekecektir. Bu toplantılar aile için iletişimi , bağları , ruh hali kısacası sosyal- psikolojik her alanda iyileşmeler görülecektir. Aileler bu değişimi gerçekleştirirken psikolog ve aile danışmanlarından destek alması gerekecektir. Çünkü sadece bilgi yetmez bu konuda uzmanlara danışmak gerekmektedir. Çoğu insanımız annelik babalık eğitimi almadan anne baba oluyor. Araba ehliyeti alabilmek için bile günlerce bazen aylarca eğitim alıyoruz bunun yanında da pratik sınava tabi tutuluyoruz sonrasında ehliyet kartını alabiliyoruz. Annelik babalık mesleği içinse bunlardan hiç birini yapmıyoruz veya yapamıyoruz. Son olarak toparlayacak olursak çocuklarımız bizim en değerli varlıklarımızdır onlara sahip çıkmak ,anlamak ve yetiştirmek bizim temel sorumluklarımız arasında en başta olması gerekir bunları yapabilmek içinde sürekli iletişim halinde olmamız gerekir ama bu iletişim çatışmacı , üstünlük sağlayıcı , alaycı ,tehdit edici ve başkalarıyla kıyaslama şeklinde değil demokratik aile biçiminde ki sağlıklı iletişim olması gerekmektedir. Bunları yaparken çocuklarımızı keşfetmeye ve onlara özel iletişim yöntemi bulmaya çalışmalıyız. İletişimiz gözlerimizle başlar ve el kol hareketleriyle yüz mimikleriyle devam eder en son sözlerimiz ile iletişimizi kurmuş , geliştirmiş ve bitirmiş oluruz olumlu bir şekilde. Çocuklarımız bizim için özeldir. Öz güven ile alakalı yazımız bu makalenin bir devamı niteliğinde olacaktır. Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle hoşça kalın…